Günün insanı eski zamanları sisler içinde açan pembe güller gibi düşlüyor. Günün insanı, ipek feracelerine bürünmüş sultanların lale ve nergis bahçelerinde dolaştıklarını, eflatun salkımların ve mor erguvanların dantelinden süzülen ay ışığında uzun sarı saçlı cariyelerin raksettiklerini görmek istiyor. Bunların ardından, bu bahçelerin duvarların ötesinde başka türden bir yaşam, bir yazarın dediği gibi bir tür çöl ve alabildiğine sefalet olduğunu düşünmek istemiyor. Bu davranışın mantığı vardır. Günün insanı yitirilmiş de olsa kendisini mutlu edecek avutucu güzellikler peşindedir. Onun bu eski kültürün gizemleri içinde aramakta haklı da olabilir. Gerçekler ya da gerçek sanılanlar ise tarihçilerin işi. Biz tarihçi ve bilim adamı değiliz. O nedenle bazen pembe gülleri bazen de içimizi acıtan o görüntüleri anlatıyoruz. Bu anlatacaklarımızın mekanı ise Boğaziçi'nin üç tatlı semti: Kandilli, Vaniköy, Çengelköy
Share
Ask a question
Ask a question